Gezi Parkı

İşçileşme Kavramı Üzerine

İşsizlik, güvencesizlik, kötü çalışma koşulları, uzunca bir süredir mühendislik, mimarlık, doktorluk, bankacılık, avukatlık, öğretmenlik, gazetecilik gibi lisans eğitimi gerektiren meslekler için de geçerli. Bu sorunlar çeşitli boyutları ile gerek bu mesleklerin üyeleri gerekse emek dünyası tarafından tartışılıyor.

Özellikle geçtiğimiz iki yıl içinde Gezi Parkı direnişi ile başlayan ve ülke geneline yayılan eylemliliklerde kitlesel olarak yer alan bu eğitimli kesimin durumunu anlamak daha da önem kazandı.

Beyaz Yakalıların İsyanının Ardında Ne Var?

Radikal bir muhalefetin pek görülmediği, “iş ve çalışma manyağı” imajıyla bilinen Japonya’da, 2003’te Irak Savaşı’na karşı beklenmedik bir protesto dalgası koptu. Esas şaşırtıcı olan, protestocuların toplumsal profiliydi. “Freeter” denen tiplerdi bunlar. Kendilerini tanımlamak için uydurdukları bu kelime, İngilizce freelance (serbest çalışan) ve Almanca arbeiter (işçi) sözcüklerinden türetilmişti. 80’lerin sonlarında ortaya çıkmışlardı. Üniversite mezunu, meslek sahibi fakat tam zamanlı ve düzenli çalışmayan, kimisi zaten bunu tercih etmeyen gençlerdi freeter’lar.

“İsyanın başını çeken “orta sınıf”, proleterleşen küçük burjuvazidir”

Gezi Parkı isyanının sınıfsal karakteri, görünümü, nedenleri ve olası sonuçları, direnişin kurumsallaşması; sosyalist solun ve Kürt Hareketi’nin direnişten çıkarması gereken sonuçlar üzerine söyleşilerimiz sürüyor. Korkut Boratav’la başladığımız söyleşi dizisinin ikinci konuğu NotaBene Yayınları Editörü Yalçın Bürkev…

Gezi Parkı’na saldırının ardından yaşanan direniş, sınıfsal bir karşı koyuştan çok orta sınıf isyanı görüntüsü taşıyor. Bunun nedenleri ve olası sonuçları konusunda neler söyleyebilirsiniz?

Gezi Günleri ve Demokratik Devrim

Toplumsal çalkantıların, devrimci atılımların sürüp gittiği anlarda, yaşananların sağlıklı bir şekilde analizi her zaman zor olur.  Çünkü böyle durumlarda tüm olup bitenler, bireylerin zihninde, sınıf dürtüleri bağlantıları içinde değil, daha çok bunları gizleyen ideolojik kılıflar içinde yansır. Ve bu koşullarda genellikle sert çatışmaları gidermek, gerginlikleri yumuşatmak kaygıları ön plana çıkar; “sivri”likler yontulur; “ılımlı”  formüller piyasaya sürülür. Öyle görünüyor ki Haziran 2013’te Türkiye’de yaşananlar da bu konuda bir istisna teşkil etmedi.

Gezi Parkı Direnişinin 10 Günü

Topçu Kışlası’nın yeniden inşa edilerek AVM’ye dönüştürülmesi ve Gezi Parkı’nın ev sahipliği yaptığı ağaçlarla birlikte yok edilmesine karşı başlatılan masum direniş, 3 gün içerisinde ülkenin her bir köşesine yayılarak Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin özgürlük, insan hakları ve özel yaşama müdahalesine karşı bir eyleme dönüştü. Olayları hepimiz sosyal medyadan takip ettik, içinde bulunduk. Gezi Parkı direnişinin destekteçisi olarak günlerdir hazırlamak istediğim infografik çalışmamı, olayların sona ermemesi nedeniyle bir türlü sona erdiremedim.

Güncel içerik