Günümüzde emeğin nitelikleri ve nitelikli emek hakkında pek çok tartışma yürütülmektedir. Bu konu ile ilgili tartışmalara girişmeden önce kısaca nitelikli emekten ne anladığımızı tanımlamaya çalışacağız.
Emek – Emek Gücü
Kapitalizm egemen üretim ilişkisi olana dek, geniş kitleler emek harcadıkları uğraşlardan elde ettikleri ürünler üzerinden geçimlerini sağlamışlar. Üzerinde çalışabileceği bir miktar toprak olanlar topraktan elde ettiklerini kullanarak veya satarak, bir zanaatı olanlar ürettikleri malları satarak hayatlarını sürdürmüşler.
Kapitalist üretim ilişkilerinin başlamasıyla birlikte toplumun azınlık bir kesiminin elinde sermaye birikirken, çoğunluk mülksüzleşir. Böylece elinde geçinme olanakları kalmayan kitleler ücretli işçi olarak çalışmak zorunda kalır.
İşçi geçimini sağlamak için çalışır ve bunun karşılığında ücret alır. Bu ilişkide işçinin kapitaliste ücret karşılığı sattığı şey somut emek veya onun ürünü değildir; işçinin üretme potansiyeli ve yeteneğidir. Buna emek gücü adı verilir. Böylece işçinin üretme yetenekleri ve potansiyeli, gündelik hayatının belirli bir dilimi, tıpkı bir kilo elma gibi alınıp satılabilen bir meta olarak dönüşür. Emekten emek gücüne geçiş, işçinin kendi emeği üzerindeki tasarruflarını sermayeye devretmesi anlamına gelir. Emek gücü belirli zaman diliminde üretim faaliyetlerinde sermaye tarafından kullanılır. İşçi öngörülen bu zaman dilimi boyunca çalışarak emek gücünü harcamayı sürdürür. İşçinin bu sırada ne kadar meta üreteceği, üretim koşulları ve üretim organizasyonu aracılığıyla sermayedar tarafından belirlenir. Sermaye kiralamış olduğu emek gücünden en fazla değeri üretecek biçimlerde faydalanmaya çalışır. Üretim faaliyeti her ne kadar malzeme, makina, enerji gibi birtakım bileşenler olmaksızın gerçekleşmez görünse de üretim eylemini gerçekleştiren işçinin çalışmasıdır. Üretim, işçinin üretme yeteneği ve potansiyeli, emek gücü üzerine kurulmuştur.
Ortalama Toplumsal Emek
İnsan emeği, her sıradan insanın fiziksel varlığında ve zihninde sahip olduğu gücü; beynini, sinir sistemini ve kaslarını çalışarak harcaması sonucu oluşur. Basit toplumsal emek, insanların yaşadığı ülkeye, zamana ve toplumsal uygarlık durumuna göre değişiklikler gösterir. Ancak belirli bir toplumda ve uygarlık düzeninde ne gibi özelliklere sahip olması gerektiği ve ne kadar üretimde bulunabileceği az çok bellidir. Ortalama toplumsal emeğin nitelikleri toplumun içinde bulunduğu zamana ve koşullara göre değişiklikler gösterir. Toplumun içinde bulunduğu sosyal, kültürel ve teknolojik koşullarda ortalama beceriye sahip bir insanın emek gücü o toplum için ortalama toplumsal emeği ifade eder. Yüzyıl önce okur-yazar olmak önemli bir nitelik iken şimdi bilgisayar kullanmayı bilmemek veya basit muhasebe işlerini yapamamak garip karşılanıyor. Bugün metal işkolundaki pek çok büyük fabrikada çalışabilmek için endüstri meslek lisesinden mezun olmak şart koşuluyor. Yine bu fabrikalarda işçilerin işe hazır hale gelmesi için 3 gün ila 1 haftalık fabrika içi eğitimler yeterli görülüyor.
Nitelikli Emek
Sıradan bir insanı belirli bir işi yapabilir hale getirmek için işin gerektirdiği becerileri ona kazandırmak gerekir. Bu, o insana iş için gerekli nitelikleri onu eğiterek ve gerekli tecrübeyi ona aktarmakla gerçekleşir. İşin karmaşıklık derecesine göre eğitim süreci farklılıklar gösterir. Bu süreç tamamlandığında sıradan insan belirtilen işi yapabilecek niteliklere sahip olur. Marx nitelikli emeği şöyle tarif eder:
"Ortalama toplumsal emeğe göre daha yüksek, daha karmaşık sayılan emek, kendisi için daha fazla eğitim masrafı yapılmış, üretimi daha fazla emek-zaman almış ve bunun için de basit emek gücünden daha yüksek bir değeri olan bir emek gücünün harcanmasıdır. Bu gücün değeri daha yüksekse, aynı zamanda kendisini daha yüksek bir emekte gösterir ve bu nedenle de, aynı süre içinde, kendisini görece daha yüksek değerde nesnelleştirir." 1
Belirli bir toplumda genel insan doğası, özel bir eğitim ve öğretimle belli bir işin gerektirdiği yeteneklere sahip uzmanlaşmış bir emek üretebilir hale geldiğinde nitelikli emek gücüne dönüşmüş olur.
Nitelikli emeğin üretimi daha fazla zaman ve daha fazla emeğe mal olur. Kabaca nitelikli emeği üretecek kişi, ortalama toplumsal emeği üreten kişinin alması gerekenin üstüne bir süre daha eğitim alır. Bu sırada bir takım eğitici ve öğretmenler bu kişi üzerinde emek harcar. Yine bu kişi eğitim aldığı süre boyunca üretimde bulunmadığı gibi, yaşamını sürdürmesi için gerekli ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Aynı zamanda eğitimin parçası olan gözlem, uygulama, deney gibi birtakım uygulamalar fazladan maliyet oluşturur. Bu yüzden kişinin bu emeği üretilebilir hale gelmesi ortalama emeği üretene göre daha fazla masraf gerektirir. Bu nedenle bu emeğin daha değerli olduğu düşünülür. Basit emeğin aynı sürede ürettiğinden daha fazla değer ürettiği varsayılır.
Kapitalizm tarihsel dönüşümü içinde bir yandan emeğin nitelik kazanmasını toplumsal bir soruna dönüştürerek, toplum tarafından örgün ve yaygın eğitim yolu ile çözümlenmesini dayatmakta ve bu sürecin maliyetlerini sermaye üzerinden alarak topluma devretmektedir. Öte yandan bu niteliklere sahip olmak veya olmak için çaba göstermek işçinin bireysel sorunu veya tercihi gibi gösterilmektedir. İşçilerin ilgili alanlarda yetişmek için harcamalar yapmasını öngören birtakım işletmeler bile vardır. Bu tür durumlarda nitelik kazanılması ile ilgili maliyetler doğrudan işçinin üstüne yıkılmaktadır.
Kimin için Nitelik
Kapitalizm üretimi işbölümü temelinde geliştirdiğinden, işçinin kendi uzmanlaşması için öngördüğü süreç ile sermayenin uzmanlık beklentisi arasında bazı farklar vardır. Kapitalizm tüm üretim süreçlerinde mümkün olduğunca basit ve kolay bulunur emek kullanmak ister. Bu emek maliyetini düşürmenin bir yolu olduğu gibi iş denetimini artırmanın da yoludur. Bu süreç içinde emek gücü sürekli olarak niteliklerini kaybedip teknolojik gelişmeler uyarınca veya işbölümü değiştikçe, yeni nitelikler kazanmak zorunda kalır. Fakat bunlar hep işin daha basit parçalara bölündüğü ve niteliklerin sıradanlaştığı ve kaybolduğu bir dizgede yinelenir. Kapitalist açısından işçinin belirlenen alanda gerektiğince uzmanlaşması yeterli olacaktır. Daha fazla veya daha geniş kapsamlı uzmanlaşma işçi ile kapitalist arasında işin denetimi ile ilgili sorunlar çıkarır. İşçi işinde ustalık kazanmak ister. Bu amaçla işin değişik aşamalarını öğrenerek onu bütünsel olarak kavrama eğilimindedir. Ustalıktan kasıt bir işin tüm ayrıntılarını bilen, yapılış sürecini başından sonuna kadar götürebilecek ve gerektiğinde uygun müdahalelerde bulunarak işin devamını sağlayabilecek uzmanlıktır. İşçi de buna benzer bir uzmanlık arayışındadır. Bu tür uzmanlık anlayışı, işin bir bütün olarak algılandığı ve bir mesleğe denk düştüğü zanaatkarlık döneminden kalmadır. Örneğin terziden anladığımız, malzeme, kesim, model, dikiş gibi işinin tüm aşamalarını bilen, bunları yaparak pratikte yetkinleşmiş kişidir. Terziyi bizden farklı kılan özellikler, terzinin sıradan bir insandan terzi olana kadar geçirdiği süreçte saklıdır. Toplumsal yaşamın geçirdiği dönüşümler aklımızda nitelik ile zanaat arasında bir paralellik oluşturmuştur. Bizim nitelik algımız ile günümüz üretim koşulları arasındaki çelişkiyi Braverman şöyle tarif eder:
"Vasıf kavramı işçi açısından, geleneksel olarak zanaat ustalığıyla; yani maddeler ve süreçlerle ilgili bilginin, özgün bir üretim dalını sürdürmek için ihtiyaç duyulan uygulamaya konulmuş el mahareti ile birleştirilmesiyle bağlantılı bir nitelikti. Zanaat vasıflarının parçalanması ve üretimin kolektif ya da sosyal bir süreç olarak yeniden inşa edilmesi, geleneksel vasıf kavramını imha etti ve geriye emek süreçleri üzerindeki ustalığın gelişebilmesi için tek bir yol bıraktı: Bilimsel, teknik ve mühendislik bilgisi içinde ve kanalıyla elde edilen gelişim..." 2
Böylece günümüzde geçmişteki zanaatların pek çok ayrıntı üzerinden bölünmesiyle oluşturulan meslekler için ayrı ayrı üniversite programları oluşturuldu. Emek gücünün ayırt edici özelliği üniversite eğitimi olunca, üniversiteye kadar olan eğitim de emek gücünün sahşp olması gereken genel koşul haline geldi. Genel olarak emek gücünün sahip olması beklenen nitelikler artarken, nitelikli emek gücünün sahip olması gereken vasıflar daha ayrıntılı ve derinlikli olarak tarif edilmeye başladı. Aynı zamanda teknolojik gelişmeler ve üretim organizasyonundaki değişiklikler bir süre önce zor bulunan nitelikleri kısa bir süre sonra önemsiz hale getirdi. Üretim sürecinde önemli olan vasıflara sahip olma çabası bütün emek sürecini kavrayamayan yetersiz insanlar yetiştirdi.
Bu sürecin nasıl geliştiğini ve nitelikli emeğin geçirdiği tarihsel dönüşümü araştırmaya devam edecegiz.
Kaynakça
1 Karl Marx, “Kapital, 1. Cilt”, Yordam Kitap, 2011
2 Harry Braverman, “Emek ve Tekelci Sermaye”, Kalkedon Yayınları, 2008