AFGANİSTAN – TEKRARLANAN “BÜYÜK OYUN”
AFGANİSTAN – TEKRARLANAN “BÜYÜK OYUN”
AFGANİSTAN – TEKRARLANAN “BÜYÜK OYUN”
Özellikle son yıllarda üniversite öğrenimi görerek meslek sahibi olmuş insanların işsizlikten daha fazla şikayet ettiklerini görüyoruz. Atanamayan öğretmenler, KPSS sınavları ile devlet memuru olmaya çalışan pekçok üniversite mezunu ve işsiz mühendisler gazetelerde okuduğumuz örneklerden bazıları. Acaba işgücünün görece nitelikli kısmını oluşturan bu insanların işsizlikleri genel bir durum mu yoksa kendi bireysel sorunları mı? Bunu bazı basit veriler üzerinden anlamaya çalışalım.
“Sınamalı insan kendisini, bağımsızlığa mı yazgılı, boyun eğmeye mi; bunu da tam zamanında yapmalı. Sınamalarını saptırmamalı yolundan, oynanabilecek en tehlikeli bir oyun sonunda, başta bir yargılayıcının değil de, yalnız kendinizin tanık olduğu sınamalar bile olsa, hiçbir kişiye bağlı olmadan: En sevilene bile. Her kişi bir zindandır ve bir köşe”
[Friedrich Nietzsche -İyinin ve Kötünün Ötesinde]
Radikal bir muhalefetin pek görülmediği, “iş ve çalışma manyağı” imajıyla bilinen Japonya’da, 2003’te Irak Savaşı’na karşı beklenmedik bir protesto dalgası koptu. Esas şaşırtıcı olan, protestocuların toplumsal profiliydi. “Freeter” denen tiplerdi bunlar. Kendilerini tanımlamak için uydurdukları bu kelime, İngilizce freelance (serbest çalışan) ve Almanca arbeiter (işçi) sözcüklerinden türetilmişti. 80’lerin sonlarında ortaya çıkmışlardı. Üniversite mezunu, meslek sahibi fakat tam zamanlı ve düzenli çalışmayan, kimisi zaten bunu tercih etmeyen gençlerdi freeter’lar.
Gezi Parkı isyanının sınıfsal karakteri, görünümü, nedenleri ve olası sonuçları, direnişin kurumsallaşması; sosyalist solun ve Kürt Hareketi’nin direnişten çıkarması gereken sonuçlar hakkında Prof. Dr. Korkut Boratav’la konuştuk
Gezi Parkı’na saldırının ardından yaşanan direniş, sınıfsal bir karşı koyuştan çok orta sınıf isyanı görüntüsü taşıyor. Bunun nedenleri ve olası sonuçları konusunda neler söyleyebilirsiniz?
Mühendislik mesleği, ortaya çıktığı günden bugüne değin, emek süreçlerindeki değişimlere bağlı olarak bir dönüşümden geçmiştir. Bu dönüşümün mühendislerin gerek çalışma koşullarına gerekse toplumsal kimliklerine yansımaları örnekler üzerinden ele alınarak tartışılmıştır. Zihin emeği kapsamında olan mühendislikte yaşanan değişimlerin, el emeğinin tarihsel süreç boyunca geçirdiği değişimlerle ortak ve farklı olan yanları vurgulanmaya çalışılmıştır.
“Nasıl bir kent istediğimiz sorusu, nasıl insanlar olmak istediğimiz, nasıl ilişkiler aradığımız, doğayla nasıl bir ilişkiye değer verdiğimiz, nasıl bir hayat tarzı arzuladığımız, ne tür estetik değerlere sahip olduğumuz sorularından ayrı tutulamaz” David Harvey